28 Mayıs 2010 Cuma

KOLEKSİYONERİN BAVULU ÇABUK ESKİR

Bir koleksiyoner için en önemli şeyin araştırmak ve kitap karıştırmak olduğunu söyleyen Can Elgiz koleksiyoner adaylarını uyarıyor: "Bavullarınız kaliteli olsun!"

Proje4L / İstanbul Güncel Sanat Müzesi, Levent ile Gültepe'nin kesiştiği Harmancı - Giz Plaza’da 2001 yılında açılmıştı. Niyet, Türkiye'deki güncel sanatı ve sanatçıları desteklemek... 2005’te Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi adıyla Elgiz Koleksiyonu’na ev sahipliği yapan müze, 2009’da Maslak Beybi Giz Plaza’ya taşındı. Müzenin ana sergi salonunda Elgiz Koleksiyonu’ndan kapsamlı bir seçki ziyaretçileri karşılıyor şimdi. O koleksiyonda kimler yok ki; Tracey Emin, Gilbert&George, Andy Warhol, Eric Fischl, Robert Raushenberg, Cindy Sherman, Jan Fabre, Paul McCharty, Sol LeWitt, Erol Akyavaş, Ömer Uluç, Fahrelnisa Zeid, Nejad Devrim, Bahar Oganer, Yaşam Şaşmazer, Nezaket Ekici, Mustafa Kula…

O zamanki adıyla Proje4L / İstanbul Güncel Sanat Müzesi, 2005’te Levent’ten Beyoğlu’na taşınacağı yönünde sinyaller vermişti. Sonra ne oldu, olaylar nasıl gelişti de müze Maslak’a yerleşti?

O dönem Fulya Erdemci ve Melih Fereli ile çalışırken ‘Beyoğlu daha mı iyi olur acaba’ diye düşünmüştük. İzleyici açısından… Bir iki boş binaya da baktık hatta. Ama sonra koleksiyona odaklanmaya karar verdik. Çünkü gençlere destek olacak pek çok mekân vardı artık. Koleksiyona odaklanınca da ‘çok ayakaltında olmasak da olur’ dedik. İsteyen zaten Levent’e geliyordu. Bir de metro başlamıştı. Şimdi de biraz öyle oldu. Metro Maslak’a geldi, biz de geldik.

Müze son yıllarda süreli sergileri epey aksatmıştı. Şimdi yine genç sanatçılar ve genç küratörler devri mi başlıyor?

Evet, 29 Nisan’dan itibaren genç küratör ve sanatçı odaklı sergiler yapacağız. Sadece koleksiyonu sergilemenin dinamizmi düşürdüğünü fark ettik; süreli ve sürekli sergileri bir arada götürmeye karar verdik. Genç küratörlerin düzenlediği sergiler müzemizde koleksiyon paralelinde ağırlanacak artık.

Sürekli koleksiyonun ne kadarı sergileniyor?

150 kadarı…

Tüm koleksiyon aşağı yukarı kaç eserden oluşuyor?

Koleksiyonumuzda 700 - 800 civarında eser var.

En son kimden eser aldınız?

En son Halil Vurucuoğlu, Ebru Uygun ve Mehmet Aksoy’dan eser aldık. Mehmet Aksoy’u eskiden beri takip ediyorduk, almak da istiyorduk, bir türlü olmamıştı. Sonunda iki heykelini alabildik.

Hayırlı olsun. Çok istediğiniz bir eseri aldığınız günün akşamı evde nasıl bir hava esiyor?

Çok sık eser alınmıyor tabii. O günleri biraz neşeli geçiriyoruz. Yeni işi depo ya da müzede değil evde ya da ofiste görmek istiyoruz. Eve ya da ofislere asma arifesinde kızım ve eşimle aramızda konuşuyoruz. Paylaşım sonuçta. İhtilaf olmuyor ama…

Danışman kullanıyor musunuz?

Hayır.

Elgiz koleksiyonunun temeli nasıl atıldı?

Ben mimarım ve resme ilgim her zaman vardı. Üniversitedeki hocalarımın da çok etkisi oldu üzerimde. Ercüment Kalmık bizim hocamızken Türkiye’de yılın ressamı seçilmişti. Sonra Şadan Bezeyiş hocamızdı. Sanat tarihi dersini Sabahattin Eyüboğlu’ndan aldık. Doğan Kuban hocamızdı. Sanata ilgimiz her geçen gün arttı.

Sanata olan ilgiden koleksiyonculuğa geçiş nasıl oldu?

80’lerde yavaş yavaş başladık. Koleksiyon biraz da imkân meselesi. Gerçi bazen üzerinize ceket almaz resim alırsınız… Çok beğendiğiniz bir eseri mali durumunuz müsait olmasa da almaya çalışırsınız. Taksitle, krediyle… Bir şekilde alırsınız. Koleksiyonerlik biraz tutku işidir. Bizde de öyle oldu. Bir de zamanla özgün sanata yöneldik. Ressam Abdurrahman Öztoprak bize özgünlüğün önemini anlattı. Her sanatçıdan yeni bir şey öğrendik ve koleksiyonumuz bir çizgide ilerlemeye başladı.

O çizgi çağdaş sanat mı?

Biz hep çağdaş dedik. Modern dönemden hiç eser almadık. Muhakkak belli bir çizgide ilerleyelim diye bir endişemiz yoktu. Sanat tarihsel bir dizim yapmıyoruz sonuçta. Şu sanatçının bu dönemi eksik onu tamamlayalım ya da bir sanatçının tüm dönemlerini alalım diye yaklaşımlar sergilemedik. Ama kişisel koleksiyon ister istemez biraz eklektik oluyor, kişinin zevkine bağlı olarak gelişiyor. Güncel olmasa da çağdaş bir koleksiyonumuz var diyebilirim. Yakın zamanlı işleri tercih ediyoruz. Gençleri ve yeni üretimleri desteklemekten yanayız.

Koleksiyonun ilk parçası kimdendi?

Mehmet Gün’ün bir resmini aldık ilk.

Zamanında almadığınız için şimdi pişman olduğunuz isimler var mı?

Kutluğ Ataman almadığıma çok pişmanım. Müze, özellikle 2001 – 2005 yılları arasında süreli sergiler vasıtasıyla pek çok değerli sanatçıyı ağırladı. Kutluğ Ataman da vardı aralarında. Ama almadık o zaman. Hatta o dönemden hiç eser yok elimizde.

Nasıl oldu? Neden refleks geliştiremediniz?

Müze genç sanatçıları destekliyor, onlara mekân veriyordu. O sanatçıların eserlerini kendi koleksiyonumuza katmayı bu hizmetle örtüştüremedik. O dönem almadık, sonra da fiyatlar çok yükseldi. Bazı sanatçıların işlerini bulmak da zorlaştı artık. Kutluğ Ataman bulunmuyor mesela. Hüseyin Çağlayan da öyle…

Ne için aldığınız önemli. Kendiniz için mi, ileriyi düşünerek mi alıyorsunuz?

İkili bir durum bu. Sanatçı sadece bana hitap ediyor olabilir, sadece geleceğe hitap edebilir, ikisi birlikte olabilir. Bir de koleksiyoner, sanatsever ve sanat yatırımcısı ayrımını yapmak lazım. Yatırımcı sadece değerlenecek eseri alır. Sanatsever sanat eseriyle vakit geçirmeyi sever, evinde eser olsun ister. Çok bilinen bir eseri pahalıya alabilir, çünkü zaten ayda yılda bir alır ve keyfini çıkarır. Koleksiyonerse artık işin içindedir. Onun için önemli olan herkesten önce keşfedip fiyat uygunken alabilmektir. Koleksiyoner her zaman bir şeyler alma peşindedir ve ancak herkesten önce keşfedip uygun fiyata aldığında sevinir. Bu yüzden bilinmeyene yönelir, araştırır, gözünü eğitir. Sadece zevk değil bir iştir artık yaptığı. Sanatsever Picasso alabilir. Koleksiyoner ise Picasso’yu Picasso olmadan almış olmalıdır.

Keşif çok önemli. Bu anlamda koleksiyonerin ev ödevi ne?

Araştırmak, kitap karıştırmak, sanatçılarla tanışıp sanatseverle tartışmak… Çok iyi bir kitaplık şart. O kitaplıkta fuar ve bienal katalogları mutlaka bulunmalı. Koleksiyonerin kolları kuvvetli olmalı. Bir de bavulları kaliteli… Çünkü kitap taşımak zor iş. Çok bavul eskittim ben. Koleksiyonerin bavulu çabuk eskir.

JÜLİDE KARAHAN

SKYLIFE BUSINESS/MAYIS

Hiç yorum yok: