28 Mayıs 2010 Cuma

Kırpılmış Kumuşların Renkli Dünyası

Her geçen gün daha fazla kişiyi etkisi altına alan renkli bir dünyanın kapısını aralıyoruz; patchwork dünyasının…


Türk kahvesiyle cevizli kekin kokusu pencere pervazlarından ve kapı aralarından geçerek Kuzguncuk’taki Perihan Abla Sokak’a yayılıyor. Her akşamüstü, muntazaman… Kadın kahkahası, dikiş makinesi sesi, iğne iplik kardeşliği ve kumaş kargaşası da cabası. Canhıraş bir hazırlık. Tekstil Sanatları Derneği, 5 – 16 Mayıs tarihlerindeki ‘Kırkpare – Patch’ sergisine hazırlanıyor. Harbiye’deki Askeri Müze’de gerçekleşecek sergide; Türkiye yanı sıra ABD, Avusturya, Belçika, İrlanda, İngiltere, Japonya, Macaristan ve Yunanistan’dan patchworkler var. Sergiyi bahane edip patchworkün renkli, paylaşımcı ve dost dünyasının kapılarını araladık.

BİR SANDVİÇ MİSALİ

Türkçe’de kırkpare, yamalı bohça, kırkyama, hanım dilendi - bey beğendi gibi pek çok isimle anılan patchwork; parça kumaşların birleştirilmesinden menkul. Bir sandviç misali… Şöyle ki: Birinci kat parçalı yüz. İkinci kat ara katman olan elyaf. Üçüncü kat en alta konan yekpare arka kumaş. Bu üç kat, ‘yorganlama’ veya ‘kapitone’ tekniğiyle birbirine dikilip tek vücut haline geldiğinde işte size patchwork.
Eski zamanlarda ihtiyaçtan doğan bu meşgale, günümüzde gittikçe popülerleşen bir hobi, sanat, hatta moda. Üstelik sadece hanımların değil, beylerin dünyasında da. Tanınmış iki erkek patchwork ustasından dem vurmanın zamanı: Biri; aslında inşaat mühendisi olan John Flynn. Eşine yardım etmek için patchworke başlayan Flynn, o kadar başarılı olmuş ki, asıl mesleğini bırakmış. Şimdi hem kendi markası olan ürünler tasarlıyor, hem kitaplar yazıyor hem de uluslararası festivallerde patchwork dersleri veriyor. Bir diğer ödüllü patchwork ustası ise Colorado’da kendi stüdyosunda çalışan Ricky Tims. Aynı zamanda müzisyen olan Tims, emekli bir kamyon şoförü olan babasını bile patchwork yapmaya ikna etmiş.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE

Patchwork’ün çıkış noktası, ihtiyaç ve eldeki malzemenin ziyan edilmeden kullanılması. Bazı kaynaklara göre Orta Asya, bazılarına göreyse Mısır kaynaklı. Bugün elde olan en eski patchwork parça, bir İskit Kabile Reisi’nin mezarında bulunmuş. M.Ö. 100 - M.S. 100 yılları arasına ait olduğu düşünülen parçanın üzerinde hayvan şekilleri yer alıyor. Budist rahiplerin yamalarla yapılmış giysiler kullandıkları, İpek Yolu yolcularının yol üzerindeki mabetlere kumaş parçaları bıraktıkları ve bu parçalarla çeşitli örtü ve objeler yapıldığı Marko Polo’nun gezi yazılarından malumumuz.

Patchwork’ün Haçlı Seferleri’yle Asya’dan Avrupa’ya ve daha sonra da Amerika’ya geçtiği düşünülse de günümüzde ilk durak Doğu değil Batı, hatta bilhassa Amerika... Her hobi üzerine bir endüstrinin kurulduğu Amerika, ticari amaçla da olsa, patchworkün beşiği. Her genç kızın evlenmeden önce çeyiz olarak yapması beklenen çift alyans modeli, Baltimore’un albüm aplikeleri, yoyolar, ipek ve kadifeli çılgın model en bilinen örneklerden.Her ülkede farklı şekilde uygulanan patchwork, Orta ve Güney Amerika’da politik görüş ifade etme yöntemlerinden biri olarak kullanılıyor. Hindistan ve Pakistan’da minik aynalar, Afrika’da ise sade ve geometrik şekiller öne çıkıyor. En güzel patchworklerin yapıldığı ülkelerden biri ise Japonya. Sabırlı Japon hanımlar, ince zevklerini ülke kültürüyle birleştiriyor ve ortaya benzersiz eserler çıkarıyor. Japon patchwork ustalarının son gözdesi epey tanıdık: Türk oyaları.

TÜRKİYE’DE PATCHWORK

Patchworkün Türkiye’deki geçmişini düşünürsek epey eskiye gitmemiz gerekecek. Osmanlı İmparatorluğu ve öncesine… O günlerde en güzel örnekler çadır ve gölgeliklerde görülüyor. Saray nakkaşhanesi tarafından yönlendirilen ve devrin sanat akımları doğrultusunda aplike desenlerle süslenen çadırlar, saray ve köşklerin dış mekâna taşınmış örnekleri olduğundan epey detaylılar.

Günlük hayatta seccade, giysi, çanta, masa ve yatak örtüsü olarak karşımıza çıkan patchworkün bir de yakın akrabası var Türkiye’de: Yorgancılık.

Tek parçalı ve kalın ara katmanlı sıcacık işler çıkaran Türk yorgancıların sayısı her geçen gün azalsa da; genel anlamda son 20 – 30 yılda pek çoklarının hayatına tutkulu ve yaratıcı bir uğraş olarak girdi patchwork.

‘Elle mi yapılsın, makineyle de olur mu?’ tartışmaları bir kenara, patchworke gönül verenler kendilerini renkli ve dayanışması bol bir dünyanın kapısında buluyor. Eşikten geçtiklerindeyse birleşenin sadece kumaşlar olmadığını fark ediyor. Son sözü Tekstil Sanatları Derneği kurucularından Selma Kenter’e bırakalım: “Patchwork bize sabır, gayret, paylaşım ve üretimin inceliklerini öğretti.”

PATCHWORKÜN PÜF NOKTALARI

• Kullanacağınız kumaşların türü aynı olmalı; ya tamamen sentetik ya da tamamen pamuklu.
• Kumaş kalınlıkları aynı olmalı.
• İnce ve kaygan kumaşlar kullanmak istiyorsanız onları yapışkan tela ile sabitlemelisiniz.
• Kumaşlar kullanılmadan önce yıkanıp apreleri alınmalı. Böylece çekip çekmediği, boya verip vermediği anlaşılabilir.


JÜLİDE KARAHAN

SKYLIFE/MAYIS

....

Hiç yorum yok: